DOLAR 18,8383 0.1%
EURO 20,3282 -1.12%
ALTIN 1.128,40-2,33
BITCOIN 440529-0,28%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Arap Baharı sonrası yeniden eski Orta Doğu

Arap Baharı sonrası yeniden eski Orta Doğu

Prof. Dr. Cengiz Tomar, Arap Baharı’ndan bugüne Orta Doğu'daki gelişmelerin seyrini değerlendirdi.

ABONE OL
Şubat 16, 2022 08:01
Arap Baharı sonrası yeniden eski Orta Doğu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından, 2000’li yılların başında Türkiye’nin löp gücünün de etkisiyle Orta Doğu’da bahar rüzgarları esmekteydi. 2011 yılında “Arap Baharı” adı verilen fakat zaman içinde sonbahara, hatta kışa dönüşen süreçte, 20. yüzyılda kaldığını düşündüğümüz totaliter rejimlerin aka kısmı kendilerini ayakta tutmayı başardı. Türkçeye haysiyet, haysiyet veya şeref gibi kelimelerle çevirebileceğimiz Arapça “Kerâme” şiarıyla başlayan ve bölgeye insan hakları, sosyal adalet ile demokrasi getirmeyi amaçlayan hareketler pek az istisna dışında başarılı olamadı.

Arap Baharı sonrası manzara-i umumi

Üzerinden 10 yılı aşkın bir zaman geçen ve artık belirli bir konsolidasyona ulaşan Arap Baharı sürecinin ardından bölgedeki manzara-i umumiyeye baktığımızda; Arap dünyasının demokratik ülkelerinden Lübnan, yıllarca süren iç savaşın ardından 1990’lı yıllarda yapılan etnik, dini ve mezhebi ayrıma dayalı anayasası ile bir “başarısız devlet”e (failed state) dönüşmüş durumda. REKLAM

Suriye fiilen üçe bölünmüş; nüfusun yaklaşık yirmide biri hayatını yitirmiş veya sakat kalmış; üçte biri mülteci konumuna düşmüş, öbür üçte biri ise ülke içerisinde göç etmiş bir vaziyette. Irak, ABD işgalinden sonra tıpkı Lübnan’da olduğu gibi etnik, dini ve mezhebi ayrımlara göre düzenlenen bir anayasayla fiilen üçe bölünmüş bir halde.

Körfez’de İran ile Suudi Arabistan-BAE arasındaki bilek güreşinin yapıldığı Yemen artık müstakil bir devlet olarak neredeyse yok olmakta. Mısır’da Arap Baharı kısa bir başarı elde etmiş olmakla beraber karşı-devrimle yine eskiye dönmüş bir halde. Libya’da halen iktidar mücadelesi vuzuha kavuşmuş değil. Arap Baharı sürecinin doğum yeri Tunus’ta istisna bir başarı elde edilmiş olsa da hal nezaketini korumakta. Arap Baharı sürecinden pek etkilenmeyen Ürdün, Suudi Arabistan ve Fas gibi monarşiler ise stabil halde. İsrail ve İran ise her zaman olduğu gibi bildiklerini okumaya devam ediyor. REKLAM

Türkiye’nin cevabı

Yakın tarihi biraz hatırlayacak olursak sürecin başlangıcında Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ve ABD ile beraber Arap Baharı sürecine destek vererek bölgeye demokrasi getirme arzusunda bir cephe oluşturdu. Bunun karşısında bölgenin totaliter rejimlerinin yanı dizi Rusya ve İran gibi güçler vardı. Demokrasi ve insan hakları “havarisi” Batı bir müddet sonra “reelpolitik”e müsait olarak Türkiye’yi bölgede Rusya, İran ve karşı devrimci güçlerle yapayalnız bıraktı. Bununla da yetinmeyip vaatlerinin aksine fazla ağır bir mülteci problemini Türkiye’nin omuzlarına yıktı.

Daha da ötesinde Trump’ın, Körfez liderleri ile kristal küre etrafında toplandığı fotoğrafla sembolize edilen, aslen İran karşıtı ve İsrail yanlısı olmakla beraber Türkiye’ye karşı da olan bir “Güney Cephesi” oluşturuldu. Bu yapılanma Doğu Akdeniz’de Fransa’nın da desteğiyle Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır ve İsrail’i de bünyesine alarak anti-Türkiye bir cephe olarak daha da genişletildi (Genişletilmiş Güney Cephesi). Hatta Doğu Akdeniz tabii gazını İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ulaştıracak Eastmed Boru Hattı projesi gibi ekonomik olmayan bir pakt dahi imzalanmıştı. REKLAM

Bunun üzerine Türkiye, Suriye’de ABD’nin hudutlarımızda bir PKK devleti kurma teşebbüsünü, 15 Temmuz gibi bir badireyi atlatmasının hemen akabinde, yaptığı harekatlarla sınırdan 30 kilometre ötelemeye muvaffak oldu. Tabii bunun için de aslında Suriye’de karşı cephelerde olduğu Rusya ile amel birliği yapmak zorunda kaldı. Ancak fiilen üçe bölünmüş Suriye’de biraz daha güneyde ABD’nin PKK devleti kurma teşebbüsü devam ediyor.

Doğu Akdeniz’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Türkiye’nin haklarının elinden alınması için oluşturulan Genişletilmiş Güney Cephesi’ne karşılık, Türkiye Akdeniz’de Libya ile bir münhasır ekonomik bölge ve amel birliği anlaşması imzalayıp, bölgeye sondaj gemilerini göndererek, haklarını sonuna kadar koruyacağını ilan etmişti. Böylece Eastmed Boru Hattı anlaşması da ölü doğmuş bir proje olarak tarihin sayfalarında kaldı. REKLAM

Bölgede ne değişti?

Son ABD seçimlerinde Trump’ın seçilememesi ve Biden’ın iktidara gelmesi ile bu Güney Cephesi tarumar oldu. Zira Biden’ın başından beri dikkatini Orta Doğu ve İran yerine Çin ile Rusya üzerine temerküz edeceği aşikardı. Nitekim Biden’ın iktidara gelmesinin ardından hem Türkiye hem de Orta Doğu ülkelerinin hariç politikalarında değişiklikler başladı.

Zira Orta Doğu’da 10 yılı aşkın süredir devam eden savaşların bir sonuca varamayacağı ve tarafların kendi lehine bir sonuç elde edemeyeceği ortaya çıkmış ve satrançtaki pat durumuna gelinmişti. Her ne kadar etnik, dini ve mezhebi fay hatlarında önemli hasarlar bıraksa da bir konsolidasyona ulaşılmıştı.

Artık bu aşamadan sonra hem ABD’nin dikkatini bölgeden çekmesi hem de Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İsrail gibi etkili bölgesel oyuncuların mevcut durumu kabul etmeleri “yeniden eski Orta Doğu” olarak adlandırabileceğimiz ve tüm tahribata rağmen 2011 öncesi Orta Doğu manzarasına geri dönülmesine sebep oldu. Artık Arap Bahar’ının başarısı ve bölgedeki değişimler için halihazırdaki sosyolojik dönüşümlerin olgunlaşması beklenecek. REKLAM

Cumhurbaşkanımızın BAE ziyareti

Bölgede değişen hal Türkiye’nin, Mısır, İsrail, BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle ilişkilerini de yakından etkileyecek. Mısır ve Suudi Arabistan ile normalleşme belki biraz daha uzun sürecek gibi görünse de bölgenin, biri Körfez’de öteki Doğu Akdeniz’de iki etkin devleti BAE ve İsrail ile ilişkiler daha kısa sürede tamir edilecek gibi görünüyor. Zira tüm gerginliklere rağmen her iki ülke ile yapılan ticaret, Arap Baharı sürecinde de artarak devam etti.

Son dönemde hem BAE ile karşılıklı ziyaretler hem de İsrail ile ilgili yapılan açıklamalar ve planlanan ziyaretler, bu normalleşmede zaten mevcut olan ticaretin önemli bir rol oynayacağını gösteriyor. Böylece İsrail ile ilişkilerin gelişmesine enlem olarak Eastmed hattı yerine Türkiye üzerinden bir doğalgaz boru hattı projesi gündeme gelebilir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın BAE ziyareti de bölgede yine 2011 öncesi statüye dönülerek nispi sulh ortamının sağlanması ve buna bağlı olarak ticaretin gelişmesi mihver konulardan birini teşkil edecek. REKLAM

Yunan medyası: Türkiye jeopolitik denge için önemli bir güç DÜNYA Yunan medyası: Türkiye jeopolitik denge için önemli bir kuvvet

Türkiye’nin en uzun tüneli olacak: 58 milyon TL'lik tasarruf sağlanacak FOTOĞRAF 11 Title Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerine göre; Trabzon´da ulaşımı rahatlatması ve transit geçişleri kolaylaştırması amacıyla 73 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğu, yapılan 193 kilometrelik yeni bölünmüş yol ile 266 kilometreye ulaştı. Title 8 adedi biricik tüp ve 11 adedi de çift tüp olmak üzere, yekün uzunluğu 32 bin 188 metreyi bulan 19 tünelin trafiğe açıldığı kentte, yekün uzunlukları 9 bin metreyi geçen 107 köprü inşaatı da tamamlandı. Title 1993-2002 yılları arasında siyah yolu yatırımları için 5 milyar 991 milyon TL harcanan kentte bu miktar yaklaşık 3,5 kat artırılarak, 26 milyar 613 milyon TL’ye çıkarıldı. Title Kentte 23 ulaştırma projesi devam ederken, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın 3’üncü en uzun çift tüp siyah yolu tüneli olan 14,5 kilometre uzunluğundaki Zigana Tüneli’nde ise ışık göründü. Title Kış şartlarında kesintiye uğrayan trafiği rahatlatacak Trabzon-Gümüşhane arasındaki tünel projesi mevcut güzergahı da 8 kilometre kısaltacak. Title Seyahat süresi otomobiller için 10 dakika, ağır tonajlı araçlar için 60 dakika azalacak. Title Böylece zamandan 18,6 milyon TL, akaryakıttan 39,5 milyon TL olmak üzere yıllık yekün 58,1 milyon TL tasarruf sağlanacak. Tünelle beraber karbon salınımı miktarı da 15 bin 779 ton azaltılacak. Title Türkiye’nin en uzun tüneli ile 58,1 milyon tasarruf Title Türkiye’nin en uzun tüneli ile 58,1 milyon tasarruf Title Türkiye’nin en uzun tüneli ile 58,1 milyon tasarruf Title Türkiye’nin en uzun tüneli ile 58,1 milyon tasarruf Türkiye’nin en uzun tüneli olacak: 58 milyon TL’lik tasarruf sağlanacak Doğu Karadeniz’i Orta Doğu, Kafkaslar ve İran’a bağlayan tarihi İpek Yolu’nun geçtiği güzergahta, tamamlandığında, dünyanın en uzun 3’üncü, Avrupa ve Türkiye’nin ise en uzun çift tüplü siyah yolu tüneli olacak 14,5 kilometre uzunluğundaki Zigana Tüneli ulaşımı kolaylaştırmanın yanında yıllık yekün 58,1 milyon TL tasarruf da sağlayacak. {{ entity.comments.quantity }} YORUM BİR YORUM YAZIN

  • BiP’te paylaş
  • Telegram’da paylaş
  • Whatsapp’ta paylaş
  • Pinterest’te paylaş
  • Flipboard’da paylaş
  • E-posta gönder

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP