Geçtiğimiz ekim ayında gerçekleştirdiği ikiz operasyonla hem İsrail Gizli Servisi Mossad’ın 16 benlik casusluk şebekesi hem de Türkiye’deki muhaliflere suikast planlayan 6 benlik Rus casusluk hücresini çökerten MİT’in, geçtiğimiz günlerde de 9 benlik bir İran suikast timini suçüstü yaptığı ortaya çıktı. MİT İstihbarata Karşı Koyma Başkanlığı (İKK), İran İstihbarat Servisi’nin oluşturduğu casusluk hücresinin, savunma sanayii alanında dünya çapında başarılarıyla bilinen Yahudi işadamı Geller’i hedefine koyduğunu öğrendi.
Sabah’ın haberine göre MİT İstanbul Bölge Başkanlığı, aylar süren teknik ve fiziki takip sonucunda, ülkemizi uluslararası arenada zor duruma düşürecek bir suikastı geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği operasyonla önledi.
İran İstihbarat Servisi, Mossad tarafından Kasım 2020’de arabası ile seyir halindeyken yapay zekâ destekli uzaktan kumandalı bir makineli tüfekle hedef alınarak öldürülen İran nükleer programının mimarı ilim adamı Muhsin Fahrizade’nin intikamı için harekete geçti. İranlı şebekenin hedefindeki isim ise Yair Geller (75) isimli İsrail asıllı işadamıydı. Geller, havacılık-savunma sanayii, teknoloji, yazılım ve CNC tezgâhları üreten CNC İleri Teknoloji ve Mühendislik şirketinin sahibiydi.
Geller’in hem Çatalca’da bulunan şirketi hem de Beşiktaş Serencebey’de eski MİT İstanbul Bölge Başkanlığı binasının yakınlarında bulunan ikameti, İranlı casusluk şebekesi tarafından adım adım izlendi ve fotoğraflandı. Ancak MİT’in karşı casusluk faaliyetlerinden mesul saha ajanları da İran suikast hücresini pasif takip yöntemleriyle adım adım izliyordu. İran’ın Geller hakkında yaşadığı yer ve işyeriyle ilgili bilgileri toplayıp, sonrasında eylemi gerçekleştirmeyi planladıkları saptandı. Bu planın da dikkat çekmemek ve yakalanmamak için birkaç Türk vatandaşı kullanılarak yapıldığı belirlendi.
MİT’in tespitlerine göre, İran timinin Yair Geller’e yönelik keşif-istihbarat takibi bitmiş ve artık ikinci aşama olan suikast hazırlığına geçilmişti. Milli İstihbarat Teşkilatı, İsrail Gizli Servisi Mossad’la bu kritik bilgiyi paylaştı. İki istihbarat örgütünün Ankara’da gerçekleştirdiği üst düzey katılımlı gizli toplantıda, Yair Geller’e yönelik suikastın 13 yıldır gerilimli olan, ancak son dönemlerde yine geliştirilmeye başlanan İsrail-Türkiye ilişkilerini yıpratmak ve Muhsin Fahrizade’nin intikamını almak için planlandığı değerlendirildi.
Bu toplantıda alınan kararla Geller, istihbarat terminolojisinde ‘safe house’ olarak bilinen güvenli eve nakledildi. Ve MİT’in onayıyla Yair Geller’e Mossad ajanları aktif koruma kalkanı oluşturdu. Bu arada İsrail Dışişleri Bakanlığı, Geller’i emniyet protokolleri gereğince Tel Aviv’de yaşamaya davet etti. Ancak hem Türkiye hem de İsrail vatandaşı olan işadamı Geller, örnek bir tavırla İstanbul’u fazla sevdiğini belirterek İsrail’in emniyet gerekçesiyle yaptığı bu daveti kabul etmedi.
Bu arada İran’ın suikast timi, Yair Geller’in güvenli eve geçtiğinden habersizdi. İran timinin İstanbul sorumlusunun fazla sayıda yurtdışı giriş-çıkış kaydının olduğu saptanırken, şahsın cep telefonunun da dikkat çekici biçimde farklı zaman dilimlerinde Çatalca’da bulunan CNC şirketinin civarında defalarca sinyal verdiği belirlendi. MİT’in değerlendirme aşamalarından sonra nihai operasyon için düğmeye basıldı. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından 9 şüphelinin gözaltına alınması için operasyon düzenlendi. İranlı casusluk hücresinin liderliğini, İran’da bulunan İstihbaratçı Yasin Taheremamkendi’nin (53) yaptığı, İranlı Saleh Moshtagh Bighouz’un (44) ise hücrenin Türkiye yöneticiliğini üstlendiği tespit edildi.
Bighouz’un da aralarında bulunduğu 8 şüpheli, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek’ , ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak’ ve ‘tehdit’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Hücrenin başında İran’da firari durumda bulunan Yasin Taheremamkendi (53) isimli şüpheli yer alırken, hücre liderinin İstanbul’daki işlerinin ise gene İranlı Saleh Moshtagh Bighouz tarafından yapıldığı anlaşıldı. Geller’in hane ve işyerinin fotoğrafları ise timin Türk vatandaşı üyelerinden Osman Çolak tarafından çekildi. Çekilen fotoğraflar Taheremamkendi’nin kullanımındaki İran menşeli telefon hattına gönderildi.
9 benlik casusluk hücresi, kendilerine karşı yürütülecek olası bir operasyona karşı tedbirli davranmaya çalıştı. Mesela operasyonda birdenbire fazla hat kullanıldığı, cep telefonlarının daimi değiştirildiği ve gene şüphelilerin tespiti olası olmayan İran hatları kullandıkları saptandı. Hücre üyelerinin kendi aralarında yaptıkları görüşmelerde bilhassa Whatsapp veya internet üzerinden hizmet sağlayan programları tercih ettikleri de belirlendi. Geller’in takip edilmesine ilişkin görüşmeler, bu programlar üzerinden yapıldı.
İran’da 2010’dan günümüze kadar nükleer alanda çalışmalar yapan üst düzey 5 ilim insanı suikastlar sonucu hayatını kaybetti. İran’ın nükleer programının beyni, fizik profesörü Muhsin Fahrizade (62) de onlardan biriydi, Fahrizade, 27 Kasım 2020’de başkent Tahran’ın doğusunda uğradığı suikastta hayatını kaybetti.
İran Devrim Muhafızları, suikast sonrası yaptığı açıklamada suikastın intikamının alınacağını duyurdu. New York Times Gazetesi, 2015’te Fahrizade’yi İkinci Dünya Savaşı sırasında ilk atom bombasının geliştirildiği Manhattan Projesi’nin başındaki J. Robert Oppenheimer’a benzetmişti.
Gözde Nur Bayar Gündem Editörü Haberler.com – Dünya
GÜNDEM
05 Aralık 2023SPOR
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023SPOR
05 Aralık 2023SPOR
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023