DOLAR 18,8383 0.1%
EURO 20,3282 -1.12%
ALTIN 1.128,40-2,33
BITCOIN 440529-0,28%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Tarihçi Murat Bardakçı’dan 6’lı zirve için Jöntürk benzetmesi

Tarihçi Murat Bardakçı’dan 6’lı zirve için Jöntürk benzetmesi

Gazeteci ve tarih araştırmacısı Murat Bardakçı, Osmanlı İmparatorluğu'nun sonunu hazırlayan Jöntürk hareketiyle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulunurken 6 siyasi parti liderinin yaptığı toplantı için "Üçüncü Jöntürk Kongresi" dedi.

ABONE OL
Şubat 22, 2022 20:01
Tarihçi Murat Bardakçı’dan 6’lı zirve için Jöntürk benzetmesi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Murat Bardakçı, Habertürk’te yer meydan ve “Üçüncü Jöntürk Kongresi” adını taşıyan köşe yazısında “İlki 1902’de Paris’te, ikincisi de 1907’de ve gene aynı yerde toplanan Jöntürk Kongreleri’nin” üçüncüsü için de 12 Şubat’ta Ankara Ahlatlıbel’deki 6 muhalefet partisi liderinin katıldığı zirveyi  gösterdi. 

Bardakçı yazısında Avrupa’da faaliyet gösteren ve Türkiye’ye yeni ve özgürlükçü bir rejim getirecekleri iddiasında bulunan Jöntürk Kongrelerinin maksadının Abdülhamid’i devirebilmek için güçlerini birleştirmek olduğunu,  fakat bir türlü  anlaşamadıklarını dile getirirken  yazısında ilginç bir tespite yer vererek “Muhalefetimiz 2022’de sima yirmi küsur yıl öncesini, yani 1900’leri yaşıyor! Geçmişin biricik sloganı olan “Gitsiiiiin!” haykırışları bugün de yükseliyor fakat gittiği takdirde ne yapılacak, ne edilecek” sorusuna değinirken “Malasef haklı çıktım” dedi ve çarpıcı tespitlerde bulundu. 

İşte Bardakçı’nın o yazısı 

ÜÇÜNCÜ JÖNTÜRK KONGRESİ

İlki 1902’de Paris’te, ikincisi de 1907’de ve gene aynı yerde toplanan Jöntürk Kongreleri’nin üçüncüsü, aradan bir asırdan fazla bir zaman geçtikten sonra geçen 12 Şubat’ta Ankara’da, Çankaya Belediyesi’ni Ahlatlıbel’deki tesislerinde yapıldı!

Önce, Jöntürkler’in kim olduklarını ve ilk iki kongreyi kısaca hatırlatayım:

19. yüzyılın ortalarında, Sultan Abdülâziz’in iktidar senelerinde ortaya çıkıp Türkiye’nin mutlakiyet yerine Meşrutiyet ile idare edilmesini isteyen, mensuplarının adedi Sultan Abdülhamid devrinde daha da artan, İstanbul’dan gizlice Mısır’a ve Avrupa’ya gidip Abdülhamid’i devirebilme yollarını arayan rejim muhaliflerine Fransızca’da “Genç Türkler” mânâsına gelen “Jöntürkler” denir…

Aralarında imparatorluğun her milletinden olan muhalif gruplar, hattâ imparatorluktan ayrılıp müstakil bir devlet kurmak isteyen Ermeni örgütleri de vardı. Bazıları muhalifler zamanla siyasî parti hâline gelmiş; meselâ Avrupa’da faaliyet gösteren bir Jöntürk grubu sonradan İttihad ve Terakki’ye dönüşmüş ve Türkiye’nin kaderinde senelerce önemli rol oynamıştı…

Jöntürk hareketinin fazla uzun ve karmakarışık bir geçmişi vardır fakat bu muhalif grupların ortak özelliklerini biricik bir tümce ile anlatım edebilmek mümkündür: Abdülhamid’i devirmek, neye mâlolursa olsun devirmek, hattâ bunu yapabilmek için yabancı memleketlerden de yardım almak fakat Abdülhamid sonrasında ne yapılıp edileceğini, memleketin nasıl idare edileceğini hiçbir şekilde düşünmemek!

Kendisi de bir Jöntürk olan ve bu konuda kaynak eserler kaleme meydan Ahmet Bedevî Kuran, kitaplarından birinde bu noksana temas eder ve “Avrupa’nın muhtelif memleketlerindeki tüm Jöntürk neşriyatı Sultan Abdülhamid idaresini zemmetmiş (kötülemiş) durmuş fakat o fena idarenin yıkılışdan sonra tutulacak yolu göstermeye kimse yanaşmamıştır” diye yazar…

Avrupa’da faaliyet gösteren ve Türkiye’ye yeni ve özgürlükçü bir rejim getirecekleri iddiasında bulunan Jöntürk grupları, 20. asrın ilk senelerinde Paris’te iki kongre yaptılar. Kongrelerin maksadı Abdülhamid’i devirebilmek için güçlerini birleştirmek idi, önce fakat bir türlü tam olarak anlaşamadılar; hükümdarın 1908’de tahtından indirilmesinin ardından da tüm ittifak hayalleri unutuldu ve hepsi birbirinin gözünü oymaya başladı!

Jöntürk kongrelerinin hazırlık çalışmalarını Abdülhamid’in kızkardeşi Seniha Sultan’ın oğlu olan, yani öz dayısına karşı Avrupa’da muhalefet bayrağı açan Sabahattin Bey yaptı. İlk kongre Paris’te 4 Şubat 1902’de toplandı ve Jöntürkler bu amel için bir salon kiralamak yerine bir Fransız entellektüelin evinde biraraya geldiler. Kongre beş gün devam etti, Abdülhamid’i gerekirse silâhlı kuvvet kullanarak devirme konusunda görüş birliğine varıldı fakat bazı delegeler işi azıtıp yapılacak ihtilâle Avrupa ülkelerinin de aktif şekilde, üstelik silâhlı olarak katılmalarını, yani Türkiye’ye yabancıların askerî müdahalesini istediler. Bu teklife birçok delege karşı çıkınca tam bir pakt sağlanamadı ve Kongre yalın suya tirit bir bildirinin yayınlanması ile son buldu.

İkinci Kongre gene Sabahaddin Bey’in girişimleri ile aynı şehirde, yani Paris’te 27 Aralık 1907’de toplandı, üç gün devam etti, Osmanlı vatandaşlarına Abdülhamid’e karşı silâhlı mukavemet çağrısı yapıldı ve ilkinde olduğu gibi lâf yığını bir öbür bildirinin yayınlanması ile de son buldu…

Bildiride, şimdilerde ana muhalefet liderinin “zamlar geri alınıncaya kadar elektrik faturalarını ödemeyeceği” yolundaki açıklamasını hatırlatan bazı maddeler vardı. Jöntürkler halkı vergi vermemeye ve sivil itaatsizliğe davet ediyorlardı ve bildiriyi Avrupa’daki Jöntürk grupları ile gazetelerinin yanısıra devlete başkaldırı hâlinde bulunan bazı Ermeni örgütlerinin temsilcileri de imzalamışlardı!

Abdülhamid’i devirme hevesi ile inadı muhalifleri devleti parçalamak için uğraşanlar ile aynı masaya oturtmuş, hattâ yabancıların askerî müdahalelerinden bile medet umar hâle getirmişti!

KİŞİLER FARKLI, KARARLAR AYNI!

Derken sima küsur yıl sonra geçen 12 Şubat’ta Ankara’da “Jöntürk Kongreleri’nin üçüncüsü” diyebileceğimiz bir toplantı yapıldı! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, o gün Çankaya Belediyesi’ni Ahlatlıbel’deki tesislerinde beş buçuk saat boyunca biraraya gelip iktidarı değiştirmenin yollarını aradılar…

Toplantı sonrasında yapılan açıklamada “Liderlerin önemli bir adım attıkları” söyleniyor, “İşbirliğini geliştirerek sürdürecekleri” anlatım ediliyor ve “Hep beraber inşa edilecek güçlendirilmiş parlamenter sistemi milletimize ve gelecek nesillere adalet, barış, refah ve huzur getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ettikleri” söyleniyordu…

Muhalefetin geçen yüzyılda Paris’te yaptığı kongrelerde “Abdülhamid gitsin de, gerisini sona düşünürüz” demesi gibi; Ankara’daki bu “Üçüncü Kongre”ye de aynı şekilde “Erdoğan hele bir gitsin, gerisi Allah kerim” zihniyeti hâkimdi ve çekildiği söylenen dertlere devâ nâmına hiçbirşey yoktu!

Ama bir yerde haklarını teslim etmem lâzım: Bu son kongre “millî” idi, önceki kongrelerde olduğu gibi “Taşnak” ve “Duruşak” gibi bağımsızlık için çalışan örgütler ve gazeteler ile Haçadur Malumyan misâli ayrılıkçı liderler çağırılmamıştı!

Üçüncü Jöntürk Kongresi’nin nihaî bildirisi şimdi gayet anlamlı bir günde, 28 Şubat’ta Bilkent Otel’de yapılacak bir törenle açıklanacak ve muhalefetin bir yüzyıl boyunca ne kadar yol aldığı da asıl o gün belli olacak…

MAALESEF HAKLI ÇIKTIM!

Açık söyleyeyim: şimdiye kadar hiçbir şekilde Abdülhamid hayranlığı yapmadım, yıkılış dönemi hükümdarı olan Sultan Abdülhamid’in devletin parçalanmasını önlemek için gayret gösterdiğini fakat tüm çabasına rağmen döneminde bir buçuk milyon kilometrekare toprak kaybettiğimizi ve o senelerde memlekette maalesef bir istibdadın hüküm sürdüğünü her zaman yazıp söyledim fakat geçmişteki devlet başkanlarımızdan olan Abdülhamid’e hakaret edilmesine ve hakkında “kızıl sultan” gibisinden sıfatlar kullanılmasına da karşı çıktım…

Birkaç hafta önce “Bugün Abdülhamid zamanındaki zayıf, çaresiz, güçsüz ve sürekli şekilde toprak kaybeden Türkiye değiliz; ortada güçlenen, kalkınan, kendi silâhını kendisi yapmaya başlamış ve etrafında olup bitenlere karşı kararlı kuvvet hâline gelmiş yeni bir Türkiye var… Memleket şimdi böyle fakat muhalefetin politikası 1900’lerin ilk senelerinde kalmış vaziyette! Tek bir hedefleri var, Tayyip Erdoğan’ın işbaşından gitmesi! O hele bir gitsin de ne olacağı Allah kerim; fakat bir gitsin! …Muhalefetimiz 2022’de sima yirmi küsur yıl öncesini, yani 1900’leri yaşıyor! Geçmişin biricik sloganı olan “Gitsiiiiin!” haykırışları bugün de yükseliyor fakat gittiği takdirde ne yapılacak, ne edilecek, sıkıntılara karşı ne tedbirler alınacak, bunlar hakkında biricik söz eden yok!” diye yazmıştım…

Ankara’da 12 Şubat’ta yapılan Üçüncü Jöntürk Kongresi beni haklı çıkardı!

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP